Tweet | Tarih: 08-03-2017 14:48 |
8 Mart denince akla bugün de çocuk gelinler, eğitimden yoksun bırakılan kız çocukları, iş hayatına 1-0 yenik başlayan ve çalışma alanlarındaki bu eşitsizliği hayatı boyunca yaşayacak olan genç kadınlar geliyor.
8 Mart 1977’de 123 kadın işçinin katledilmesiyle başlayan yangın, kadınların yüreklerini yakmaya devam ediyor. TÜİK verileri 2015 yılında, Türkiye'deki evliliklerin yüzde 5,2'sinin çocuk gelinler olduğunu belirtirken Umut Vakfı'nın sunduğu kadın cinayetlerine yönelik ortaya koyduğu istatistiki rakamlar hiç iç açıcı değil. ‘2016 yılındaki Kadın Cinayetlerinin Haritasını’ paylaşan vakıf, 2016 yılında ulusal ve yerel gazetelere 317’si silahlı toplam 397 kadın cinayet olayı yansıdığını açıkladı. Toplam 367 kadın ve aile bireyi öldürüldü. 109 kadın ve aile bireyi de yaralandı. Kadın cinayetlerinin yüzde 85’ini kocalar, sevgililer, eski kocalar, ayrılmayı reddeden sevgililer işledi.
Sanatın kadın yüzleri, bayram havasında yaşanan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne yönelik duygularını Sözcü’yle paylaştı.
LEMAN SAM: “NE YAZIK Kİ DEVLET KÖR VE SAĞIR”
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, bu ülkede amacından tamamen saptı nicedir. Atatürk’ün devrimleri ve dehası sayesinde bir dönem gerçekten değerli ve eşit muamele görmüş kadınlar, sonrasında gerçekten ikinci sınıf insan oldu. Hatta günümüzde bir kesim tarafından şeytan olarak da görülmekte. Bu şartlar altında dostlar alışverişte görsün kutlamalardan ben kendi adıma utanç duyuyorum. Her gün ortalama iki kadının erkek şiddetiyle öldürüldüğü ülkede ne yazık ki devlet kör ve sağır.
DİLEK TÜRKER: “DİNDARLIK BASKISI KADIN CİNAYETLERİNİ TETİKLİYOR”
Tek kişilik oyunlarla kadının sesi olmaya çalışan biri olarak, acizliğin aksine güçlü kadın hikâyelerine yer veriyorum oyunlarımda. Kadınların, ne kadar güçlü olduklarının farkında olmalarını isterim. ‘Farkındalık’ kavramını yaşamlarından çıkarmamalıdırlar. Çünkü kadını yok sayan bu sistem önce emekçi kadını eziyor. Onlar, kendi çocuklarının ve torunlarının yaşamlarını tayin hakkına sahipler. Ve kadından daha iyi bir örnek model göremiyorum. Kadını artık üçüncü sayfada görmek istemiyoruz. Ekonomik özgürlüğü olmayan kadınlar, televizyonda gördüğümüz evlilik programlarından ve yarışmalarından uzak durmalı. Kadını geriye götüren bu zihniyete hizmet etmemeli. Oyunlarım için Anadolu’nun her yerini gezdim. Her bölgede öyle cevherler var ki. Her alanda bu kadar başarılı olan kadınlarımız kendilerini ezdirmemelidir. Dindarlık baskısı kadın cinayetlerini tetikliyor. Buna karşı en büyük savunma sanattır. Sanat aydınlatıcıdır, sanattan kopmamalıdır kadınlar.
ASUMAN DABAK: KADIN CİNAYETLERİ SÜRDÜKÇE 8 MART’I KUTLAMIYORUM”
Böyle devam edecekse adı erkekler günü olsun. Onlar, kadına saygı duymayı öğrenmedikçe, kadın cinayetlerini sürdürdükçe, kadına şiddet uygulamayı kendinde hal olarak görmeye devam ettikçe böyle bir günün varlığından söz etmemeliyiz. Kadın cinayetlerine yönelik bilinçlendirme günü yapmalıyız biz. Erkekten yana yasalar kabul etmiyoruz. Denetim altında bir hukuk mekanizması olduğu sürece, tecavüzcülerin ve katillerin sokakta elini kolunu sallaya sallaya dolaşacaklarına inanmıyorum. Dolayısıyla kutlamıyorum! İnsanca yaşayacağımız günler gelirse, o günü kutlarız…
ÇAĞIL NURHAK AYDOĞDU: HASSAS BİR YETENEĞE SAHİPTİR KADINLAR
8 Mart tarihini bir kutlama gününden öte işçi hakları hareketine bağlı bir protesto günü; kadınların eşitsizliğe haksızlığa karşı duruşlarını, haykırışlarını, cesaretlerini gösterdikleri bir gün olarak kabul ediyorum. Cinsiyet eşitsizliği ile birlikte sınıfsal ayrımcılık, insan hakları, bütün canlı hakları konularında; eşitlikten, adaletten özgürlükten yana ısrarcı tutumundan vazgeçmeyecek insanların, evrensel olarak birlikte olduklarını birbirlerine gösterdikleri günlerden biri olarak niteliyorum. Bu birliktelik hissinin doğanın adil işleyişine duyarlı insanları kimliklerden sınırlardan bağımsız bir şekilde daha cesur kıldığına inanıyorum. Hayatı, akılları ile birlikte duyguları ile anlamlandırabilme konusunda hassas bir yeteneğe sahiptir kadınlar. Bu nedenle yaratıcılıkları ve mücadele etme yetileri çok güçlüdür, kadınlar doğaya; canlılara sahip çıkmaktan asla vazgeçmemelidir. Yaşasın sistemin içinde aktif olarak var olmaktan vageçmeyeceğimizi birlikte seslendirdiğimiz dünya emekçi kadınlar günümüz…
GÜLTEN TARANÇ: “GÜCÜMÜZÜ FARK ETMELİYİZ”
Kadınlar olarak artık haklarımızın özgürlüklerimizin farkına varmalıyız! Bizde varız, bu doğanın bir parçasıyız ve erkeklerin hakkı olan her şey hakkımız, eşit olmak hakkımız!
LAÇİN CEYLAN: “KADINLAR KURBAN ROLÜNDEN ÇIKSIN”
Kadınların kurban rolünden çıktığı yeni metinler, senaryolar görmek ümidiyle. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun…